Psikolojik Ölçüm İşlemleri
Psikolojik Ölçüm
Psikolojik işlemlerin çok çeşitli ve karmaşık olması onları ölçmek
isteyen araştırmacılara büyük zorluklar çıkarmaktadır. Bazı eylemler ve
işlemlerin kolayca görülebilir olmasına rağmen çoğu, rüya görmek ve endişe
gibi, kolayca görülemez. Bu nedenle psikoloji alanında çalışan araştırmacıların
bir görevi de görünmeyeni görülür hale getirmek, içsel olayları ve işlemleri
dışarıya çıkarmaktır. Pek çok ölçüm
yöntemi mevcuttur ve her bir yöntem kendi avantajları ve dezavantajlarına sahiptir.
Psikolojik ölçümle ilgili incelememiz güvenilirlik ve
geçerliliği tartışarak başlar. Psikolojik ölçümlerin amacı hem güvenilir hem de
geçerli olan sonuçlara ulaşmaktır. Güvenirlik psikolojik testler veya deneysel araştırmalar
sonucunda elde edilen davranışsal verilerin tutarlılığı veya güvenilirliğidir.
Güvenilir bir sonuç, farklı zamanlarda aynı şartlar altında testler
tekrarlandığında aynı sonuçların elde edileceğini göstermektedir. Güvenilir bir
ölçüm aracı tekrarlı bir şekilde kullanıldığında karşılaştırılabilir sonuçlar
sağlamalıdır. Geçerlik, araştırma veya test sonucunda elde edilen bilgilerin
psikolojik değişkeni veya ölçmesi gereken özelliği doğru bir şekilde ölçtüğünü
gösterir. Örneğin mutluluğun geçerli bir ölçümü, belli durumlarda ne kadar
mutlu olacağınızı tahmin etmemize imkân sağlamalıdır.
Bazen araştırmacılar doğrudan gözlemleyemeyecekleri
deneyimler hakkında veri edinmek isterler. Gözlenememesinin sebebi içsel
psikolojik durumlar olabilir, inançlar, tavırlar ve duygular gibi. Diğer zamanlarda,
bu deneyimler dış davranışlar olabilir, ancak cinsel aktiviteler veya suç
içeren eylemler gibi psikologların tanık olmalarının uygun olmadığı durumlar
olabilirler. Bu durumlarda araştırmalar öz bildirim ölçekleri üzerinden
gerçekleştirilir. Öz bildirim ölçekleri, yazılı veya sözlü olarak
araştırmacının sorduğu sorulara verilen cevaplardır. Bu sorular gerçek
durumlardan (“Kayıtlı bir oy kullanıcısı mısınız?”), geçmiş zamandaki veya şimdiki
zamandaki davranışlara (“Ne kadar sigara içersiniz?”) ve tavırlar ve duygulara
(“Şu anki işinizden ne kadar memnunsunuz?”) kadar geniş bir yelpazeye sahiptir.
Ucu açık sorular cevap verenlerin soruyu serbest bir şekilde kendi
kelimeleriyle cevaplamalarına izin verir. Soruların cevapları aynı zamanda
belli sayıda sabit alternatiften de oluşabilir, evet, hayır ve kararsız gibi.
Yüz yüze görüşme, araştırmacı ile birey arasında detaylı
bilgi edinme amacı ile gerçekleşen diyalogdur. Tamamen standartlaştırılmış
olmaktansa, anket gibi, görüşmeler interaktiftir. Soruları soran kişi, cevap
verenin söylediği bir şeyi daha derinleştirmek için soruları değiştirebilir. Görüşmecinin cevap veren kişiyle dostane bir
ilişki içerisinde olmalıdır çünkü cevap verenin güveni ve kişisel bilgilerini
paylaşması teşvik edilmektedir.
Öz bildirimler kullanılabilse bile, güvenilir veya geçerli
olmayabilirler. Katılımcılar soruyu yanlış anlayabilir veya ne
deneyimlediklerini tam olarak hatırlayamayabilirler. Gerçek deneyimlerini veya
duygularını bildirmeye utanabilirler. Eğer cevap veren kişiler görüşmenin
amacının farkına varırlarsa, işi alabilmek için, akıl hastanesinden çıkabilmek
için veya diğer amaçları gerçekleştirebilmek için yalan söyleyebilir veya
doğruları değiştirebilirler.
DAVRANIŞSAL ÖLÇÜLER VE GÖZLEMLER
Kişilerin yaptıkları şeyleri araştırmanın birincil
yollarından biri de gözlemdir. Araştırmacılar gözlemi planlı, kesin ve sistemli
bir şekilde kullanmaktadır. Doğrudan gözlemlerde araştırılan davranış açık bir
şekilde görünür olmalıdır ve kolay bir şekilde kaydedilebilmelidir. Örneğin,
duygular üzerine yapılan bir gözlemde araştırmacı katılımcının yüz ifadelerini
katılımcı duygusal açıdan tahrik edici uyaranlara bakarken gözlemleyebilir.
Doğal gözlemde, doğal olarak ortaya çıkan bazı davranışlar
araştırmacı tarafından gözlenir ve bu davranışı değiştirmeye veya engellemeye
çalışılmaz. Örneğin, tek yönlü bir aynanın arkasında bulunan bir psikolog
gözlem altında olduklarını bilmeyen çocukların oyun oynayışlarını izleyebilir.
Bazı insan davranışları yalnızca doğal gözlem yoluyla incelenebilir çünkü başka
türlüsü ya etik olmazdı.
Araştırmanın ilk evrelerinde doğal gözlem özellikle yararlı olmaktadır.
(Araştırmayı ve araştırma basamaklarını daha iyi anlamak için “Araştırma
Süreci” adlı yazımı okuyabilirsiniz.) Doğal gözlemlerden elde edilen veriler,
bazen araştırmacıların belli bir hipotez veya araştırma planı oluşturması için
de ipuçları sağlamaktadır.
Bir kütüphanede veya internette bulabileceğiniz her türlü
bilgiyi düşünün: doğum ve ölüm belgeleri, hava durumu raporları, film izlenme
rakamları, meclis üyelerinin oy verme alışkanlıkları ve benzerleri. Doğru
hipotezi test etmek için bu çeşit bilgiler çok değerli olabilmektedir.
Psikolojik ölçüm konusuna son vermeden önce, çoğu araştırma
projesinin öz bildirim ölçütlerini ve davranışsal gözlemleri bir arada
kullandıklarını da vurgulamamız gerekir.
Yorumlar
Yorum Gönder