Zihin, Bilinç ve Değişen Durumlar
Zihin, Bilinç ve Değişen Durumlar
Bu bölümü okumaya başlarken, bir saniye durun ve geçmişteki
favori anlarınızdan birini düşünün. Şimdi de yarın ya da sonraki gün olmasını istediğiniz
bir şeyler düşünün. Geçmişe ait bu anılar ve geleceğe ait yansıtmalar nereden,
ne zaman geldiler? Beyninizde saklı çok büyük miktarda bilgi olduğu kesin olsa
da sizden düşünmenizi istediğim şey bu düşünceler beyninizin daha önce bilinçli
olmayan bir bölümünden geldiği. Öncelikle
günlük bilincinizin içeriği daha sonraki yazımda ise bilincin işlevlerinden
bahsedeceğim.
Bilincin İçeriği
Başlarken, bilinç kavramının belirsiz olduğunu kabul etmemiz
gerekir. Bu terimi hem zihnin genel bir durumundan bahsederken kullanabiliriz
bazen de “bilinçsiz” (örneğin, anestezi altında olmak veya uyumak gibi) olmanın
karşıtı olarak yani bilinçli olmak olarak kullanırız, bazen de belli bilgilerin
veya eylemlerin “bilincinde” (farkında) olduğunuzu söylerken kullanırız.
Farkındalık ve Bilinç
Psikoloji alanında yapılan ilk araştırmaların bir kısmı
bilincin içeriği ile ilgiliydi. Psikoloji 1800’lerde yavaş yavaş felsefeden ayrılmaya
başladıkça, zihin bilimi haline geldi. Wundt ve Titchener bilinçli zihnin
içeriğine ulaşabilmek için içebakış yöntemini kullanırken, William James kendi
bilinç akışını gözlemlemiştir. Aslında, Williams James 1892 tarihli klasik
eseri Psikolojinin ilk sayfasında, psikolojiyi “bilincin durumlarının tanımları
ve açıklamaları” olarak tanımlamıştır.
Normalde, uyanık olduğunuz sürelerde bilinciniz belli bir
anda sizin algılarınızı, düşüncelerinizi, duygularınızı, gördüklerinizi ve
arzularınızı, dikkatinizi odaklamakta olduğunuz bütün zihinsel aktiviteleri
içermektedir. Hem yaptığınız şeyin hem de o şeyi yapıyor olduğunuzun
bilincindesinizdir. Topluca, bu çeşitli zihinsel aktiviteler sizin bilincinizin
içeriğini oluşturmaktadırlar.
Mesela şu anda nefes alıyor olduğunuzun farkında mıydınız?
Büyük ihtimalle değildiniz, nefes almak bilinç dışı işlemlerden biridir. Peki
arka fondaki seslerin farkında mıydınız? Saatin tik-taklarının, trafiğin
gürültüsünün veya florasan ışıklardan birinin vızıltısının farkında mıydınız? Bütün
bunların farkında olmak dikkatinizi verebilmek zor olurdu. Bu uyarıcılar
gözetimsiz bilgilerin bir parçasıdır. Son olarak, bilinçli bir şekilde
erişemeyeceğiniz, bilinçdışı bilgi çeşitleri de vardır, bu cümleyi anlamanızı
sağlayan dil bilgisi kuralları gibi. Bu farkındalık türlerini birer birer
inceleyelim.
1)Bilinçli Olmayan Süreçler
Bilinçli olmayan süreçler geniş yelpazede, çok nadiren
bilinç düzeyine çıkan, hatta hiç çıkmayan vücutsal aktivitelerdir. Bilinçli
olmayan süreçlere örnek olarak kan basıncının regülasyonu verilebilir. Sinir
sisteminiz, siz farkında olmadan değişikleri saptamak ve harekete geçmek için sürekli
fizyolojik bilgileri izlemektedir. Belli anlarda bazı normal bilinç dışı
aktiviteler bilinçli hale getirilebilir: Örneğin, nefes alıp verme sıklığınız
üzerinde bilinçli olarak kontrol uygulayabilirsiniz. Fakat bu halde bile, sinir
sisteminiz bilinç kaynaklarına gereksinim duymadan pek çok önemli işlevi yerine
getirmektedir.
2)Bilinç Öncesi Anılar
Bilinç tarafından ancak bir şey dikkatinizi onlara
çektiğinde ulaşılabilen anılara bilinç öncesi anılar denmektedir. Belleğin
depoları inanılmaz büyük miktarda bilgiyle doludur, dillerle, sporla,
coğrafyayla ilgili genel bilgileriniz, kişisel olarak deneyimlediğiniz
olaylarla ilgili hatıralarınız, burada yer alır. Bilinç öncesi bellekte yer
alan anılar, zihninizin arka fonunda bilinçli olarak ihtiyaç duyuluncaya dek
(size geçmişten favori anınızı düşünmenizi istediğimizde olduğu gibi) sessizce
işlev gösterirler.
3)Gözetimsiz Bilgi
Bu konuda klasik bir hipotez Donald Broadbent (1958)
tarafından öne sürülmüştür. Bu hipoteze göre, insanların çevrelerinde
gördüklerini ve duyduklarını (ve benzerlerini) tanımlayabilmek için bilinçli
şekilde dikkat etmeleri gerekmektedir
4)Bilinçdışı
Sigmund Freud, bilinçdışı güçlerle ilgili ilk teorileri
üretmiştir. Freud kişilerin psikolojik olarak sağlıklarının bazı deneyimler tarafından
tehdit edildiği durumlarda bu deneyimlere ait hatıraların bilinçten kalıcı
olarak atıldıklarını öne sürmüştür. Freud, kabul edilemez fikirlerin ve
dürtülerin bastırıldığına, bilincin dışına itildiğine, fakat bu düşüncelerle
bağlantılı olan güçlü duyguların bilinçte kaldığına ve davranışlarını
etkilediğine inanıyordu.
Bilincin İçeriklerinin İncelenmesi
Bilinci incelemek için araştırmacılar derin bir şekilde
kişisel olan deneyimleri dışarıdan ölçülebilir hale getirmek için metodolojiler
geliştirmek zorunda kalmışlardır. Bu metotlardan biri Wundt ve Titchener ’in
içe bakış yönteminin yeni bir çeşididir. Deney katılımcıları bir dizi karmaşık
görevi tamamlarken yüksek sesle konuşurlar. Ellerinden geldiğince çok detay
vererek görevleri tamamlarken deneyimledikleri düşüncelerini rapor ederler.
Katılımcıların bildirdikleri raporlar katılımcıların görevi yapmak için
kullandıkları zihinsel stratejileri ve bilgi temsillerini belgelemek için
kullanılırlar.
Deneyim numunesi alma yöntemlerinde ise, katılımcılar günlük
hayatlarının normal süresince deneyimledikleri düşünceleri ve duyguları
hakkında bilgi vermişlerdir.
Yorumlar
Yorum Gönder