Modern Psikolojide Başlıca Perspektifler

 

Okulda bir psikoloji dersi aldıysanız, yapısalcılık, işlevsellik, psikanaliz, davranışçılık ve hümanizm gibi bakış açılarını öğrendiğinizi muhtemelen hatırlarsınız. Psikoloji büyüdükçe, psikologların araştırdığı konuların sayısı ve çeşitliliği de artmaktadır. 1960'ların başından beri, psikoloji alanı hızla gelişip büyümeye devam ediyor ve psikologlar tarafından konuların derinliği ve genişliği de artıyor. İnsan davranışı hakkında düşünmenin birçok farklı yolu vardır. Psikologlar, insanların nasıl düşündüklerini, hissettiklerini ve nasıl davrandıklarını incelerken çeşitli perspektiflerden yararlanırlar. Başka birinden "daha iyi" olan tek bir perspektif yoktur; her biri insan davranışının farklı yönlerini vurgular.

Modern Psikolojide Başlıca Perspektifler

İşte modern psikolojideki ana bakış açılarından yedi tanesi.

1. Psikodinamik Perspektif

Psikodinamik bakış açısı Sigmund Freud'un eseriyle ortaya çıktı. Bu psikoloji görüşü; bilinçdışı zihnin, erken çocukluk deneyimlerini, insan davranışını açıklamak ve akıl hastalıklarını tedavi etmeyi vurgular. Freud’un modeli, insanı her zaman mantıklı bir yapı olarak görmeyen ilk modeldir. Çocuk gelişimi, rüya görmek, unutmak, farkındalık dışı motivasyon, kişilik ve psikoanalitik terapi hakkında okudukça, Freud’un katkılarının farklı alanlardaki etkisini göreceksiniz. Freud, zihni üç temel unsurdan oluştuğunu düşünür: id, ego ve süper ego. Kimlik, ruhun tüm ilkel ve bilinçsiz arzularını içeren kısmıdır. Ego, gerçek dünyanın talepleriyle başa çıkması gereken ruhun yönüdür. Süper ego, tüm içsel ahlakımızı, standartlarımızı ve ideallerimizi yönetmenin ruhunun son bölümüdür ve görevlendirilir. Bu kavramlar psikoanalitik kuram yazısında detaylıca anlatılacaktır.

2. Davranış Perspektifi

Davranış psikolojisi, öğrenilen davranışlara odaklanan bir perspektiftir. Davranışçılık diğer bakış açılarından farklıdır, çünkü içsel durumları vurgulamak yerine, yalnızca gözlemlenebilir davranışlara odaklanır. Davranışçı bakış açısı John Watson (1878–1958) tarafından ortaya konmuştur. Kendisi, psikolojik araştırmanın türler arasında gözlemlenebilir davranışlar yaratacak şekilde olması gerektiğini savunur. B. F. Skinner (1904–1990), davranışçı bakış açısının etkisini, davranışların sonuçlarını analiz ederek genişletmiştir. Watson ve Skinner, hayvanlar için geçerli olan basit sonuçların insanlar için de geçerli olduğunu savunmaktadırlar. Davranışçı temeller çocuk yetiştirme (ceza yerine pozitif uygulamalar gibi), davranış bozukluklarını değiştirebilmek için yeni terapi yöntemleri gibi modeller üzerinde gelişim sağlamıştır.

3. Bilişsel Perspektif

 1960'lı yıllarda ortaya çıkan bu psikoloji alanı hafıza, düşünme, problem çözme, dil ve karar verme gibi zihinsel süreçlere odaklanır. Jean Piaget ve Albert Bandura gibi psikologlardan etkilenen bu bakış açısı son yıllarda büyük ölçüde arttı. Bilişsel psikologlar, bilginin nasıl elde edildiğini, işlendiğini, saklandığını ve kullanıldığını anlamak için genellikle insan aklını bir bilgisayarla karşılaştıran bir bilgi işleme modelini kullanırlar. Bilişsel bakış açısına göre insanlar düşündükleri için davranır ve insan oldukları için düşünürler.

4. Biyolojik Bakış

Fizyolojinin incelenmesi, psikolojinin ayrı bir bilim olarak gelişiminde büyük rol oynamıştır. Bugün, bu bakış açısı biyolojik psikoloji olarak bilinir. Bazen biyopsikoloji veya fizyolojik psikoloji olarak da adlandırılır, bu bakış açısı davranışın fiziksel ve biyolojik temellerini vurgular. Biyolojik bakış açısını edinen araştırmacılar genellikle psikolojik ve sosyal konuların biyokimyasal süreçlerin bilinmesi sayesinde anlaşılabileceğini savunur. Onlara göre en karmaşık süreçler, küçük parçaların analizi ile anlaşılabilir. Sinir sistemi, genetik, beyin, bağışıklık sistemi ve endokrin sistemler gibi şeyler biyolojik psikologları ilgilendiren konulardan sadece birkaçıdır. Biyolojik psikologları ilgilendiren ve vücut sistemlerimizi inceleyen konuyu da ileride yazacağım yazılarda detaylı olarak anlatacağım.

5. Kültürlerarası Perspektif

Kültürlerarası psikoloji, oldukça yeni bir bakış açısı. Psikologlar ve bu düşünce okulundaki araştırmacılar farklı kültürler arasındaki insan davranışlarına bakarlar. Bu farklılıklara bakarak, kültürün düşünme ve davranışımızı nasıl etkilediği hakkında daha fazla şey öğrenebiliriz.

6. Evrimsel Perspektif

Evrimsel psikoloji, evrimin fizyolojik süreçleri nasıl açıkladığının araştırılmasına odaklanmıştır. Psikologlar ve araştırmacılar, doğal seleksiyon da dahil olmak üzere evrimin temel ilkelerini alır ve bunları psikolojik olaylara uygular. Bu bakış açısı, bu zihinsel süreçlerin var olduğunu, çünkü evrimsel bir amaca hizmet ettiklerini, hayatta kalma ve üremeye yardımcı olduklarını gösteriyor.

Not: Seleksiyon, içinde bulunduğu doğal şartlara uygun olan güçlü canlıların hayatta kalması demektir.

7. Hümanist Bakış Açısı

1950'lerde, psikodinamik ve davranışçı modellere alternatif olarak ortaya çıkmıştır. Carl Rogers ve Abraham Maslow gibi önde gelen hümanistlerin çalışmalarından büyük oranda etkilenen bu bakış açısı, motivasyonun düşünce ve davranıştaki rolünü vurgulamaktadır. Hümanist perspektife sahip olanlar, insanların kişisel potansiyellerini büyütmeye, değiştirmeye ve geliştirmeye yönlendirilmelerine odaklanır. İnsanların daha mutlu ve sağlıklı yaşamlarına yardım etmeye odaklanan pozitif psikoloji, psikolojide köklerini hümanist bakış açısına sahip görece yeni bir harekettir. Hümanisttik bakış açısına göre insanlar ne içgüdüsel güçler nedeniyle ne de çevresel nedenlerle davranışlarını belirlerler. Hümanisttik bakış açısına göre insanlar iyi ve seçim yeteneğine sahip varlıklardır.

Son Özet

Bilişsel bakış açısı: Takip etme, düşünme, hatırlama, umma, problem çözme, hayal etme ve bilinç gibi bilme süreçleri ve insan düşüncesi üzerinde yoğunlaşan psikoloji bakış açısıdır.

Biyolojik bakış açısı: Genlerin, beynin, sinir sisteminin ve endokrin sisteminin işleyişi üzerinde yoğunlaşan davranış nedenlerini belirleme yaklaşımıdır.

Davranış bakış açısı: Davranışın altında yatan beyin süreçlerini anlama girişimindeki multidisipliner bir alan.

Bilişsel bakış açısı: İnsanlardaki yüksek bilişsek işlevin altında yatan beyin süreçlerini anlamaya yönelen multidisipliner alandır.

Evrimsel bakış açısı: Davranışsal ve zihinsel adaptasyon yeteneğinin önemini vurgulayan, zihinsel becerilerin milyonlarca yıl içerisinde belli amaçlara göre evrim geçirdiğini düşünen psikoloji yaklaşımı.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bilincin İşlevleri

Zihin, Bilinç ve Değişen Durumlar

MEDİTASYON VE ZİHİN KARIŞTIRICI İLAÇLAR (PSİKOAKTİF İLAÇLAR)